Vegan Sohbetler – Vegan İmam Talha Taşkınsoy : İslam’da Hayvan Etiği ve Müslümanlık

4.4/5 - (5 votes)

Konu veganlık olunca; bazı kesimler bu yaşam tarzının müslümanlığa uygun olmadığını, hatta hayvansal ürün tüketmemenin dine karşı gelmek olduğunu savunuyor.

Biz de, hayli tartışmalı ve bıçak sırtı olan bir konuyu “Veganlık ve İslam İlişkisini” bir nebze de olsa açıklığa kavuşturmak adına, Türkiye’de henüz pek tanınmayan fakat Almanya’da adından oldukça söz ettiren bir isimle, Vegan İmam Talha Taşkınsoy’la konuştuk.

İlham verici olduğunu düşündüğümüz ve alışılmışın dışındaki bu röportajın hepimizi farklı pencerelerden bakmaya ve ön yargılarımızı kırmaya yönlendirmesi dileklerimizle…

İslam’da Hayvan Etiği ve Müslümanlık

1) Veganİstasyon: Bize Talha Taşkınsoy’dan bahseder misiniz?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: 33 yaşında, iki çocuk babası, evli. Kitap okumayı seven, okuduklarını aktarmayı seven, basketbol sporunu seven, çocuklarıyla Skateboard süren, Almanya’da doğup yaşayan, anne baba tarafından Yozgat kökenli, iki kardeşi olan, İlahiyat ve pedagoji okumuş, İmamlık yapan, yaklaşık 4 senedir hayvansal ürünler tüketmeyen, yani vegan yaşayan bir İnsan ve Müslüman.

2) Veganİstasyon: Almanya’da Vegan İmam adıyla tanınıyorsunuz. Vegan bir hayata geçiş sürecinizi anlatır mısınız?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: 6 sene evvel, ilk oğlumuzun doğumuyla beslenme tarzımızı sorgulamaya başlamıştık. İlk etapta daha organik, tutarlı ve bölgesel erzaklar almaya karar verdik. Otomatikman et tüketimimiz azaldı zira helal ve organik et bulmak oldukça zordu. Almanya’da organik et kolay bulunabilir durumda olsa da helal değildi, helal olan etler de organik değildi.
Bir müddet sonra yakın bir arkadaşımız, organik ve tutarlı beslenmeye hassasiyet gösteren biri olarak, helal ve organik et üretimi gerçekleştiren bir firma kurdu. Bunu nasıl yaptı? Organik çiftliklerle anlaşıp, helal kesimine kendisi katlanıp kendi çapında Almanya’da bir ilk oluşturdu. Başlarda yakın çevresindeki arkadaşlarına duyurdu, sonrasında işi git gide büyüttü ve online sipariş verilebilir bir hale evrildi.
Bu kadar detaylı niye anlatıyorum?
Çünkü Müslüman olarak Allah bize iyi beslenmemizi emrediyor. Yani imkan el verirse, böyle bir tüketim yapılması gerekiyor. Elbette kat kat pahalı ama İslami usullere en uygun olan da bu.
Bu organik ve helal et tüketimi bizim et tüketimimizi bayağı azalttı, zaten bu girişimi hayata geçiren Yusuf arkadaşın amacı da buydu.
Bir müddet sonra kendi kendimize sorduk: Madem bu kadar az et ve genel olarak bitkisel gıdalar tüketiyoruz, tamamen bıraksak nasıl olur acaba?
Bu soruları sormaya başladığımız vakit, ben İslam’da hayvan etiğine dair araştırmalara başladım, paralel olarak Avrupa ve özellikle Almanya’daki fabrika çiftliği ile ilgili belgeseller izlemeye başladık.
Derken vegan serüvenimiz başlamış oldu. Evet, İslami usullere uygun bir şekilde hayvansal gıdalar tüketmek mümkün ama hem fabrika çiftliklerini göz önünde bulundurarak hem de vücudumuzun hayvansal gıdalara ihtiyacı olmadığını bilip, bitkisel alternatiflere yönelmenin en mantıklı karar olacağını düşünerek vegan olduk.

Bana hayvanların sesi olma imkanı verdiği için Allah’a sonsuz minnet duyuyorum. ‘’Sesi olmayanlar’’ ,’’sesi duyurulmayanlar’’için bir ses olmayı onurlu bir görev olarak görüyorum.

3) Veganİstasyon: Bir ilahiyatçı ve imamlık yapan birisi olarak, vegan olmanız konusunda çevrenizden nasıl tepkiler aldınız? Bu süreç içerisinde hoş olmayan durumlara maruz kaldınız mı? Bununla nasıl başa çıktınız?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Tepkiler 3 sene sonra da devam ediyor ama çok şükür çoğu kişi ilgi ve alaka duydukları için veya çok şaşırıp benim gibi birisinden böyle bir şeyi beklemediklerini dile getiriyorlar. ‘Benim gibi’ derken kast ettikleri ‘müslüman, erkek ve imam’ olma hasebiyle şaşıranlar çok oluyor.
Eşimle kayın valideme söylemeye karar verdiğimizde, tepkisinide çok merak ediyorduk tabi ki. İlk tepkisi küsmeye yakın oldu 😀
Trajik komik olan o gün sofrada pilav üstü kuru vardı. Çoğu insan “vegan” kelimesini duyunca çok farklı içerik bekliyor. “Aman, ciddi misin? Eee ne yiyeceksin bundan sonra? Peki sağlığa zarar vermez mi?” vesaire gibi tepkiler devamlı oluyor. Kıyamete kadar da devam eder zannımca.
Önemli olan, ciddi bir ilgi duyuluyorsa o insanı da yadırgamadan kendi sebeplerini sunmak. Vegan olduktan sonra vegan karşıtı yaşantı insana dokunuyor evet, lakin unutmamak lazım ki o dönemden birçok insan geçti. Merak eden herkesin öğrenmelerine yardımcı olmamız elzem. En azından anlayış sağlamak için. Niyetimizin halis olduğunu kanıtlamak adına insanları aydınlatmaktan mutluluk duyuyorum.
Hoş olmayan durumlara çok nadir rastladım çok şükür. Rastlasam da zaten pek umursamıyorum. Allah’a sonsuz hamdu senalar olsun ki ben, bu şekilde yarattığı o zavallı, sesleri olmayanlara avukatlık yapabiliyorum! Tesellim, ümidim ve motivasyonum hep bu düşünceyi devamlı aklıma getirmek!

4) Veganİstasyon: Cemaatinizin Almanya’da yaşıyor olması sizce bir avantaj mı? Veganlığı ve felsefesini Almanya’da anlatmanın daha az zorlayıcı olduğunu söylemek mümkün mü?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Evet, büyük bir avantaj. Özellikle Türkiye ile kıyaslarsak, buradaki vegan alternatiflerin artık haddi hesabı yok. Her ürünün vegan alternatifi var diyebilecek kadar ilerledik Almanya’da. Alternatif ete, tavuğa vesaire benzetilen ürünler o kadar gerçekçi ve leziz ki, vegan yaşamayıp merak edenler bile tüketiyor. Peynir uzun zaman aldı ama o konuda da artık alternatifler düzeliyor. En büyük eksik sadece yoğurt diyebiliriz. Bu konuda da alternatifler gittikçe artıyor çok şükür.
İlk dönem, yemeğe davet ettiğimiz misafirlerimiz için et ürünleri de yapardık. İlginç olan, hayvansal ürünlerden oluşan yiyecekleri kimse merak etmeyip herkes vegan alternatifleri merak ederdi. Kısa bir müddet sonra da zaten 100% vegan sofralar sunmaya başladık. Ayrıca Türk ve Kürt mutfağımız veganlığa oldukça müsait mutfaklar.


5) Veganİstasyon:
Sizce, vegan ve Müslüman bir hayatın mümkün olması söylemi, z kuşağının dinlere olan ön yargılarını kırma noktasında nasıl bir rol oynar? Yeni kuşağın etikle olan ilişkisini nasıl yorumluyorsunuz?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Çok güzel bir soru! Kendi tecrübemden yola çıkarsam, şunu paylaşabilirim: Sunucu olarak, veya hutbede İmam olarak İslam’da hayvan etiği konusunu ele aldığım her zaman, çoğu kişi şaşkın. Müslümanlar “Aaa Kur’an’da Allah hayvanlara nasıl değer veriyormuş. Peygamber Efendimiz (sav) hayvanlara nasıl müsamahalı ve merhametli davranırmış.” tarzında tepkiler veriyor. Müslüman olmayanlar ise “İslam’ın namaz niyaz, oruç yani ibadetler dışında da konular ele aldığını hiç bilmiyordum. İlginç!” gibi tepkiler veriyorlar.
Kısacası bu konu genel olarak gündemde çok yoğun yer aldığı için, farklı bir bakış açısından bu konuya bakmak çok ilgi çekiyor.

6) Veganİstasyon: Avrupa’da artış eğiliminde olan bir İslamofobi’den bahsedebiliriz. Müslümanlığın veganlığa uygun bir şekilde yaşanabilir olması, bu gurubun düşüncelerini değiştirmede bir araç olarak kullanılabilir mi?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Farklı insanlar farklı konular üzerine İslam’a merak ve ilgi duyabiliyor. Kendi tecrübeme binaen söyleyebilirim ki, “İslamiyet’te çevre ve hayvan etiği” konusunu işlediğim zaman, her daim insanlar şaşkın ve hayret ile dinliyorlar. “İslam’da böyle konuların işlendiğini bilmiyordum.” Yorumları çok geliyor.
Söyleyeceğim o ki: İslam düşmanları bu konu ile ikna olurlar mı bilmem ama dürüst insanlar bu konu üzerine ön yargılarını yenebiliyorlar. – elhamdülillah

7) Veganİstasyon: Kur’an-ı Kerim’le karşılaştırıldığında diğer kutsal kitapların veganlıkla ilişkisi hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: İslam açısından, İslamiyet’ten önce gönderilen kutsal kitaplar da aynı ilahi kaynaktan gönderildiği için, hayvan etiği ile alakalı benzer yaklaşımlar görebiliyoruz.

8) Veganİstasyon: Söyleşimiz esnasında, vegan bir hayata girişin tek yönlü bilete sahip bir yolculuk olduğunu söylediniz. Bunu biraz açar mısınız?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Tabii ki. İnsan bazı konulara farklı açılardan bakabilir. Mesela İslam uzmanı olup Müslüman olmayan binlerce araştırmacı var. Bu durum bizi adeta şaşırtıyor. Halbuki Kur’an-ı Kerim’i ve Peygamber Efendimizin (sav) hayatını araştırıp etkilenmemek elde değil.
Bu veganlık için de geçerli. Binlerce insana sorsanız, hayvanları sevdiklerini, hayvan haklarının savunulması gerektiğini söylerler. Hatta bunun için yollara düşüp protestolara bile katılırlar. Lakin bu durumu tutarlı bir şekilde hayatlarında uygulamazlar. Hayvanlar arasında ayrımcılık yaparlar; kedi, köpek gibi hayvanları üstünmüş gibi tanımlar, inek, tavuk ve domuz gibi hayvanları ise öldürüp yemeye layık görürler.
Ben genel anlamda ve İslami açıdan hayvan etiğini araştırmaya başladığımda adeta şok oldum. Bir kere kendimden utandım. Nasıl olur da bunca senedir bu bilgiler bana ulaşmamış, daha doğrusu ben araştırmaya, soruşturmaya gayret göstermemişim? Şuursuz bir hayat biçimi diyebilirim kendi adıma.
Ama Allah’a çok şükür, araştırmaya başlamakla birlikte günlük hayatımda o değişiklikleri uygulamaya çalıştım. Vegan beslenme deyince aslında yanlış bir algı oluşturuyoruz. Doğrusu, vegan yaşam tarzı demeliyiz. Sadece beslenmek ile kısıtlamayıp, hayatımızın her alanına uygulamamız gerekir. Hayvansal ürünlerden arınmak gibi. Deriden üretilmiş bir çanta değil de, suni deriden üretilmiş bir çanta satın almak gibi bin bir türlü şeyler.
Uzun lafın kısası: İhlaslı bir şekilde bu konuya yaklaşan, tek yönlü bir yola girmiş olur. Aksi takdirde samimi bir araştırma/girişim olmamış olur diye düşünüyorum.

9) Veganİstasyon: Hem siz hem de eşiniz, ilahiyatçı ve vegansınız. Taşkınsoyların evinde neler konuşuluyor? Çocuğunuzu vegan yetiştirme fikrine nasıl bakıyorsunuz?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Güzel bir soru. Bu soru çok soruluyor. Yine bir kıyas ile başlamak istiyorum. Ben Müslüman bir baba olarak evde tabii ki Müslümanlığı yaşıyorum, yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyorum. Elimden geldiği kadar. Yani 5 vakit namaz, Ramazan’da oruç, komşu hakları veya insanlar arası ilişkiler gibi. Elbette çocuklarıma da sevdiğim ve inandığım doğruları yaşatıp öğretmek istiyorum.
Bu demek oluyor ki, vegan yaşam inandığım bir doğru olduğu için, elbette çocuklarımı da elimden geldiği kadar vegan yetiştiriyorum. Çevremizde başka vegan insanlar yok maalesef. Bir çocuk doğum gününde tabii ki orada bulunan pastadan yiyebilir veya anneannelerinde sofraya ne geliyorsa yemekte hürler.
Çok şükür, artık hayvan etiği ve veganlık hakkında Almanca kitaplar yayınlanıyor. Onları çocuklarımızla çokça okuyoruz. Okuyoruz ki şuurlu bir sekilde akılları erdiği vakit onlar da hayvan etiğin önemini ve ciddiyetini anlasınlar inşaAllah.

10) Veganİstasyon: Bize Hz. Muhammed’in etik anlayışından bahsedebilir misiniz? Hz. Peygamber’in hayvanlara bakışı nasıldı?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Peygamber Efendimize (sav) sonsuz salatu selamlar olsun. Onun etik anlayışı gelmiş geçmiş en güzel ve en yüksek düzeyde bir etik anlayışıydı. Nitekim o Allah tarafından yer yüzüne gönderilen son Peygamber, son elçi. Örnek alınması gereken yegane insan.
Böyle bir insanın hayvanlara bakış açısı nasıl olabilir ki?
Hz. Peygamber (asm) Efendimizin “Merhamet edene Allah da merhamet eder; yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 58) mealindeki hadisiyle insanları hayvanlara karşı iyi davranmaya yönlendirmektedir. Efendimiz, hayvanların aç veya susuz bırakılmaları, dövülmeleri, yavrularının alınması, yarışmalar düzenlenerek dövüştürülmeleri, güçlerini aşan ölçüde yük taşıtılması gibi kötü muamele yapılmasına şahit olunca müdahalede bulunarak ilgilileri uyardığı bilinmektedir.
Zaman zaman geçmiş ümmetlerin iyi ve kötü davranışlarından örnekler anlatan Resûl-i Ekrem;
– Günahkâr bir kişinin çok susamış bir köpeğe zor şartlar altında su temin ettiği için Allah tarafından bağışlandığını (Buhârî, Şirb, 9; Müslim, Selam,, 153, 154, 155),
– Bir kediyi hapsederek açlıktan ve susuzluktan ölmesine yol açan bir kadının da bu yüzden cehennemlik olduğunu (Buhari, Bedü’l-halḳ, 16; Müslim, Selam, 151-152)
haber vermektedir.

Yine Resûlullah (asm);
– Bir deveye binen Hz. Aişe’ye, hayvana şefkat ve merhametle davranmasını tavsiye etmiştir. (Müslim, Birr, 79)
– Kendisini görünce inleyen bir devenin yanına gidip başını okşadıktan sonra sahibini, “Seni sahip kıldığı bu hayvan hakkında Allah’tan korkmuyor musun? Hayvan bana, senin onu aç bıraktığından ve çok yorduğundan şikayet etti.” diyerek azarlamış. (Ebû Davud, Cihad, 44)
– Açlıktan karnı sırtına yapışmış bir deve görünce de “Bu dilsiz hayvanlar hakkında Allah’tan korkun.” buyurmuş. (Ebû Davud, Cihad, 44)
– Sağım sırasında koyunların memelerinin incinmemesi ve çizilmemesi için sağıcıların tırnaklarını kesmelerini istemiştir. (Abdülhay el-Kettani, et-Teratib, 2/369)

11) Veganİstasyon: Almanya’da birçok organizasyondan davet alıyorsunuz. Katıldığınız bu organizasyonlardan bize biraz bahseder misiniz?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Camilerden tutun, üniversitelere kadar, farklı alanda çalışan kurumlar olsun, vegan fuarlar, vegan restoranlar, kiliseler ve diğer dinlerin ibadethaneleri olsun, hümanistliğe adanmış kurumlar, hepsinin ilgi alanları ne kadar farklı olsa da, özellikle İslamiyet hakkındaki ilgileri gittikçe artıyor. Hayvan ve çevre etiği eşliğinde Müslümanlık ve veganlık da konular arasında bulununca, hayli şaşırıyorlar ve ilgileri daha da artıyor.
Tepkiler çoğu zaman şu şekile “Siz Müslümanların bu konular üzerine bir fikire sahip olduğunuzu hatta Kur’an ve Peygamberinizin hayatında önemli bir rol aldığını hiç bilmiyorduk.”
Allah’a hamd olsun bu insanlara ulaşıp bu konularla diyalog içerisinde olmak çok keyifli.

12) Veganİstasyon: Farklı dinlere mensup din insanlarıyla veganlığı tartışma fırsatınız oluyor mu? Birbirinizden neler öğreniyorsunuz?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Bizim inancımıza göre İslamiyet’ten önceki dinler, özellikle Yahudilik ve Hristiyanlık’ta, Allah’tan gelen peygamberler ile insanlara aynı mesajı anlatıp sevdirmekti. Zamanla içerikleri değişmiş olsa bile, kökünde İslam’a yakın anlayış taşıyorlar. Bizim için İslam Dini bütün gelmiş geçmiş dinlerin son “update”i. Yani Müslüman olan her peygambere inanıyor, saygı ve sevgi duyuyor.
Veganlık konusuna gelecek olursak, tartışmalar diğer din mensuplarıyla çok güzel oluyor. Çünkü bir konuda hepimiz hem fikiriz: bu dünya tek, çevre ve hayvanlar tek. Ve hepsi Allah’ın yarattığı bir nimet. İslam’ın bakış açısı insanları çok etkiliyor. Söz konusu sadece dünyevi değil aynı zamanda uhrevi olunca, bir insanın gösterdiği aktivizm ebedileşiyor. Bu oldukça şaşkınlık uyandırıyor. Şöyle söylüyorum “Çoğu insan için bu çevremiz sadece doğa. Ahirete inanmadıkları halde, o kadar iyi bakmaya çalışıyorlar ki hayran kalıyorum. Lakin bizim için çevremize bakmak, tabiata bakmak demek, Allah’ın emanetine bakmak demek. Allah bizi yeryüzünde bir halife kıldı. Halife sorumluluk sahibi olmak demek.“

13) Veganİstasyon: Sizce, vegan bir dünya mümkün mü? Bunun gerçekleşeceğine inanıyor musunuz?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Ne demişler? Allah’tan ümit kesilmez ☺ Bu tür ütopik bir dünyayı tahayyül etmektense, insanlarla iç içe olup olabildiğince bilgilendirmeye, aydınlatmaya, hassasiyetlerini güçlendirmeye çalışmak daha mantıklı geliyor bana. Ama elbette ki duam o ki Allah’ın izni ile daha hakperest, daha mütevazi, İslami çevre ve hayvan etiğine uygun bir dünya oluştururuz.

14) Veganİstasyon: Gelelim herkesin beklediği o soruya, Müslümanlık ve Kurban ilişkisine. Bize bu konuyu en başından bir anlatır mısınız? Hem vegan hem Müslüman nasıl olunur?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Kurban Bayramı’nı kutlama nedenimiz, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail’e dayanıyor. Çoğumuzun bildiği gibi Allah, Hz. İbrahim’e oğlu Hz. İsmail’i kurban etmesi gerektiğini bildiriyor. Bu bir baba için tabiki oldukça zor bir durum. Hz. İbrahim Peygamberdi evet; ama bu demek olmuyor ki bu emiri kolaylıkla karşılayabilsin.
Asıl kurban hikayesine girmeden, öncelikle hepimizin o anı yaşayabilmesi için, bu veciz tarifi sizinle paylaşıyorum:
“Senin İsmail’in kim ya da ne?”
Şimdi Mina’dasın, İbrahim’in aşamasındasın; İbrahim gibi davranmaya başlıyorsun. O, oğlu İsmail’i kurban etmek için buraya getirmişti. Senin İsmail’in kim ya da ne? Rütben mi? Onurun mu? Mesleğin? Paran mı? Evin? Çiftliğin? Araban? Aşkın? Bilgin? Sosyal sınıfın? Sanatın? Kıyafetlerin mi? Hayatın? Gençliğin mi? Güzelliğin? Ne… Bilemiyorum.
Ama sen kendini biliyorsun. Kim ve ne olursa olsun, onu burada kurban etmek için yanında getirmelisin. Ne olduğunu söyleyemem ama sana örnekler verebilirim; inancını zayıflatan ne varsa, sorumluluk almanı engelleyen ne varsa, çağrıyı duymana ve gerçeği itiraf etmene engel olan ne varsa, seni “kaçmaya” zorlayan ne varsa, rahatını kaçıran ne varsa, seni kör ve sağır eden ne varsa… işte bunları feda etmelisin!” (Ali Şeriati)
Kurban bir duruş demektir. Bu duruşu içselleştirdikten sonra, gelelim Kurbanı kurban yapan olaya:
Hz. İbrahim’in oğlunu kurban etmesine dair bir rüya görmesi ve bu rüyanın gereğini yerine getirmeye çalışması, Kur’an gibi Kitab-ı mukaddeste de yer almaktadır. Demek bu konuda semavi dinlerin vahiy metinleri ittifak halindedir.
İbrahim dedi ki: “Ben, Rabbimin gitmemi emrettiği yere doğru gidiyorum, O elbet bana yol gösterecektir. Ya Rabbî, salih evlatlar lütfet bana!” “Biz de ona aklı başında bir oğul müjdeledik.”
Çocuk büyüyüp yanında koşacak çağa erişince bir gün ona: “Evladım, ben rüyamda seni kurban etmeye giriştiğimi görüyorum, nasıl yaparız bu işi, sen ne dersin bu işe!” Oğlu: “Babacığım! Hiç düşünüp çekinme, sana Allah tarafından ne emrediliyorsa onu yap. Allah’ın izniyle benim de sabırlı, dayanıklı biri olduğumu göreceksin!” Dedi.” (Saffat, 37/99-102)
Bu husus gerçek bir surette bir insanın boğazlanmasına dair bir emir değildir. Bilakis Allah’ın halil (candan dost) olarak almak istediği ve peygamberlerin büyük çoğunluğunu neslinden çıkardığı Hz. İbrahim’i en büyük bir testten geçiriyordu. Nitekim Kur’an’da yer alan
“İkisi de bu şekilde teslim olduklarında, onu tuttu şakağı üzerinde yatırdı. Biz ona şöyle seslendik: ‘Ey İbrahim! Gerçekten rüyayı doğruladın. İşte biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Şüphesiz bu apaçık ve kesin, çetin bir imtihandı.’ Ona büyük bir kurbanlık fidye verdik.” (Saffat, 37/103-107) mealindeki ayetlerde bu imtihan gerçeğine açıkça vurgu yapılmıştır.
Hz. İbrahim’in bu rüyayı Zilhicce’nin sekizinci, dokuzuncu, onuncu yani Terviye, Arefe, Kurban Bayramı geceleri sıra ile üç gece gördüğü bilinir. Peygamberlerin rüyası vahiy, tabirleri de vahiy olduğundan Hz. İbrahim böyle görmüş ve böyle tabir etmiş ve dolayısıyla böyle vahiy almış olmakla bu, yerine getirilmesi vacib hak, bir emir olmuş oluyordu.
Bunun üzerine onu zorla yapmaya kalkışmayıp, önce yerine getirilme şeklini istişare etmek üzere oğlunun görüşünü sorarak tebliğ etti ki, bununla ilk önce onun itaat ve boyun eğmekle ecir ve sevaba ermesini temin etmek istedi.
Düşünmeli, bunu söylerken “Ey yavrucuğum!” diye hitab eden bir babanın kalbinde ne yüksek bir şefkat duygusu çarpıyor ve ona ne kadar büyük bir vazife aşkı, Allah sevgisi hakim bulunuyordu.
Düşünmeli de duymalı ki, bu ne büyük bir deneme, ne dehşetli bir ilâhî imtihandı!
İşte bunun böyle ilâhî bir emir olduğunu anlayan ve Allah’ın sabredenlerle beraber olduğunu bilen o yumuşak huylu oğul “Ey babacığım! dedi, ne emrolunuyorsan yap! Beni inşaAllah sabredenlerden bulacaksın.” (Elmalılı, Hak Dini, ilgili ayetlerin tefsiri)
Kaynaklarda verilen ayrıntılı bilgilere göre Hz. İbrahim, rüyasında aldığı buyruğu yerine getirmeye karar verip gerçekleştirmek üzereyken, bu tutumuyla Allah tarafından tabi tutulduğu büyük teslimiyet sınavını kazandığı için Allah Teâlâ, Cebrail aracılığıyla (Zemahşeri, ilgili ayetlerin tefsiri) görkemli bir koç göndererek ,oğlunun yerine bunu kurban etmesini istemiş, Hz. İbrahim de öyle yapmıştır.
Hz. İbrahim, yakılmayı göze alacak derecede tehlikelere göğüs gererek putperestlere karşı mücadele verdiği gibi, evladını kurban etme buyruğuna da tereddütsüz boyun eğmiş; bu büyük özveriye karşı Yüce Allah hem onun ateşte yanmasını önlemiş hem de oğlunu ölümden kurtarmıştır.
Devamındaki ayetlerde “İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz.” ifadesi bu lütuflara işaret etmekte; Hz. İbrahim’in sonraki bütün kuşaklar arasında selâm ve saygıyla anılmasının sağlandığı, isminin ebedileştirildiği bildirilmektedir.
Nitekim bugün de Hz. İbrahim kitabi dinlerde saygın bir yere sahiptir. Biz Müslümanlar, bütün peygamberleri derin bir saygıyla andığımız gibi özellikle “Allahümme salli…” ve Allahümme bârik…” diye başlayan dualarımızda kendi Peygamberimizin yanında Hz. İbrahim’e de dua ederiz. (https://sorularlaislamiyet.com/hz-ibrahim-neden-oglu-olursa-onu-allaha-kurban-etmeyi-adamis)

15) Veganİstasyon: Kur’an-ı Kerim’de insan dışındaki diğer canlıların yaşam haklarına defalarca atıfta bulunulurken bu ayetlerle çelişen farklı ayetler var mıdır?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Kur’anı Kerim Allah kelamı olduğu için hiç bir ayet diğer bir ayetle çelişmez. Bazı ayetlerin içeriği farklı ayetlerin içeriğini tamamlar.
Mesela benim bu röportajda ağırlıklı bahis ettiğim Ayet ve hadisler, hayvanların değerini bize anlatır. Elbette Kur’an’da Allah hayvanların bazılarını bizim için yarattığını açıklar. Onları Kurban edip yemekten başlar, işimizi gücümüzü kolaylaştırmak için kullanana kadar devam eder. Dünyanın bir çok yerinde en azından iş güç için kullanma gereği azaldı.
Bu konuyla alakalı ayetlerin yanı sıra hayvanlara değer verilmesi gerektiğini açıklayan ayetlerin olması, onlara ne kadar iyi ve şefkatli bakmamız gerektiğini anlatır. Keyfimize göre hayvanları kullanıp eziyet çektirmek kesinlikle caiz değildir.

16) Veganİstasyon: Müslüman ve vegan bir kişi olarak etkilendiğiniz Müslüman ya da diğer dinlere mensup din insanları var mıdır?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Elhamdulillah, çok. Sosyal medya üzerinden olsun, hutbelerimden sonra gelen cami cemaati olsun, veya sunumlara gittiğim her yerde olsun, insanlar etkilendiklerini dile getiriyorlar. Eminim bana bildirmeyip etkilenlerin sayısı çok daha fazla. Bu konu hakkında bilgilenip etkilenmemek elde değil ki.
Ramazanda bir iftar programında bir papaz da vardı ve o da Hristiyanlık açısından çevre ve hayvan etiğine değindi. Sonra benim sıram geldi ve ben de aynı konunun İslami boyutunu anlattım. Çok hoş bir insandı, İslam’daki çevre ve hayvan etiğin derinliği kendisini şaşkınlık içerisinde bıraktı.
Bizim gençler çok şaşırıyorlar. Nitekim döner yemek en büyük zevklerden birisi 😀 Sunumlarıma çoğunlukla şu sekilde başlıyorum “Umarım son günlerde döner yemişsinizdir. Çünkü bu sunumdan sonra belki bir daha yiyemeyeceksiniz.” Tabi ki vegan dönerlerimiz var artık ama halen yeteri kadar fazla göremiyoruz.

17) Veganİstasyon: Toplumun büyük bölümü, Müslüman ya da farklı bir dine mensup olsun, dünyanın Yaradan tarafından insan gözetilerek yaratıldığına dair bir inanç taşıyor. Gerçekten de her şey bizim için mi yaratıldı? Çevremizdeki her şeyi kullanmamıza ve tüketmemize izin var mı? Bu türcü yaklaşımın dinlerde yeri var mı?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Türcülüğün İslamiyette yeri yoktur. Aksine bütüncülük düşüncesi vardır. Mesela Allah şöyle buyuruyor:
“Allah geceyi gündüze, gündüzü geceye çevirir. Doğrusu, görebilenler için bunda ibretler vardır. Allah bütün canlıları sudan yaratmıştır. Kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayakla yürür, kimi dört ayakla yürür. Allah dilediğini yaratır, Allah şüphesiz her şeye Kadir’dir.” (24:44,45)
Bu ayette her varlığın kökünün aynı olduğunu bildiriyor Allah. Bu insanı tevazuya davet etmesi gerekirken, bizim geldiğimiz durum içler acısı.

18) Veganİstasyon: Veganlığın bir din olduğuna dair bir düşünce de var. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Bunun cevabı 1979 yılında The Vegan Society tarafından tanımlanmıştır:
“[Veganlık] hayvanların gıda, giyim ya da başka amaçlarla maruz kaldıkları sömürü ve zulmün her türlüsünden – uygulanabilir olan en mümkün mertebede – kaçınan ve buna ek olarak insanların, hayvanların ve çevrenin yararına, hayvan kullanımı içermeyen alternatiflerin geliştirilmesini ve kullanımını destekleyen felsefe ve yaşam biçimidir. Beslenme söz konusu olduğunda, hayvanlardan tamamen veya kısmi olarak elde edilen ürünlerin reddedilmesini ifade eder.”
Bir müslüman olarak uyguladığımız her şey, Kur’an ve sünnet ışığında olmasına gayret gösteririz. Veganlık da, Allah’ın yarattığı varlıklara değer vermektir. Tüketimi caiz olsa dahi, fabrika çiftliğinden dolayı hayvansal gıdaları terk etmek İslamiyet’e aykırı değil, aksine tavsiye edebileceğimiz bir yaşam tarzı.

19) Veganİstasyon: Kur’an-ı Kerim’deki hangi ayetler sizi vegan felsefeyi düşünmeye itti ve dönüşüm fitilini ateşledi.

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Kur’an bir okyanus gibidir. O kadar derindir ki hangi bakış açısıyla okumaya niyetlensen o konuda derin hikmetler çıkarabilirsin. Ben de bir gün hayvan etiği konusuna rastladım ve İslamiyet’in bu konudaki bakış açısını merak ettim.

Mesela şu sure: ‘’Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışızdır, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar.’’ (Enam Suresi 6:38)

20) Veganİstasyon: M.S. 610 yılında inmeye başlayan Kur’an-ı Kerim’den bu yana yaklaşık 1400 yıl geçti. Geldiğimiz nokta, dünyanın büyük bir bölümünde, hayvanları sömürmeden beslenmemize ve yaşamamıza olanak tanıyor. Sizce, yeni bir yoruma ihtiyacımız var mı?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Yeni bir yoruma değil, özgün bir yoruma ihtiyacımız var! Yani alimlerin yüzyıllardır yaptığı gibi ayet ve hadisleri, Efendimizin sünnetini, sahabelerin anlayışını bugüne aktarmak. Çoğu zaman “zamana uygun” tefsir denilip yanlış algıya neden oluyor. Mesele zamana uygun tefsir değil, mesele Kur’an ve sünneti ışığında zamanı anlayıp, tasvir edip yaşayıp ve yaşatmak.

21) Veganİstasyon: Hz. Peygamber’in beslenme noktasında çok değerli deyişleri var. Kendisi nasıl beslenirdi? Bu konuyla ilgili günümüze ulaşan bilgiler nelerdir?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Allah Kur’an’da şöyle buyurur: “Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz.” (7:31)
Yemek ve içmek caiz olduğu gibi, insanlığın sosyalleşmesinde de bir araç. Ne mutlu ki Allah bize bunu helal kılmış, şartlardan bir tanesi israfa kaçmamak.
Bu konuda meşhur hadislerden birisi nasıl beslenmemiz gerektiğini söylüyor:
“İnsan, karnından daha kötü bir kap doldurmamıştır. Aslında insana, onun sırtını dik tutan birkaç lokma yeterlidir. Mutlaka daha fazlasına ihtiyacı olursa, hiç olmazsa; midenin üçte birini yemeye, üçte birini içmeye, üçte birini de nefes almaya ayırsın.” (bk. Ahmed b. Hanbel, IV/132; Tirmizî, Zühd, 47; İbn Mace, At’ıme, 50).
Şimdi Efendimizin somut beslenmesine bakacak olursak, dengeli az ama öz içeren yiyecekler olduğunu görüyoruz.

22) Veganİstasyon: Ormansızlaştırma, türleri yok etme, yerin altını, üstünü, havayı ve suyu kirletme, iklimi değiştirme, acı çektirme, sömürme… Tüm bunlar Yaradan’ın emanetlerine hıyanet etmek sayılmaz mı?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: “İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat çıkar; Allah da belki dönerler diye yaptıklarının bir kısmını böylece kendilerine tattırır.” (30:41)
Bu bir Kur’an ayeti, yani 7. yüzyılda Arap Yarım Adası’na nazil olan bir bilgilendirme. İnanmakta zorlanıyoruz belki ama Kur’an, yani Allah’ın kelamı, evrenseldir denildiğinde tam bu kast edilir. 1400 sene sonra bu ayetin tam eleştirdiği o fesatın çıktığı zamanlardayız. İlla ki her zamanın bu ayetten kendine çıkardığı bir hikmet ve ders vardır; ama bizim dönemden daha büyük bir fesatlık görüldüğü denilemez.
Soruyu cevaplamaya gelince: Evet hıyanet sayılır. Allah biz insanları affetsin! Amin.

23) Veganİstasyon: Müslüman inanışına göre bu beden bize emanet ve biz bu emanete olabilecek en iyi şekilde bakmalıyız. Et tüketiminin sağlık üzerindeki yıkıcı etkileri göz önüne alındığında, vegan bir beslenme aslında dini anlamda da caiz değil midir?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Caiz olmakla birlikte, sağlığımızı korumakla mükellef olduğumuz için, bu yolda ne gerekiyorsa uygulamaya çalışmamız lazım.
Kur’anda Allah bize böyle emrediyor:
“Ey İnananlar! Sizi rızıklandırdığımızın temizlerinden (iyilerinden) yiyin; yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız, O’na şükredin.” (2:172)
Şu bir gerçek, hiçbir beslenme tarzı -ki vegan olmak beslenmeden öte bir yasam tarzdır-külliyen sağlıklı veya saglıksız değildir. Bu vegan beslenmek için de geçerli. İnsan her gün vegan burger, patates kızartması yiyip gazoz içebilir ve yine de vegan olmuş olur. Peki bu sağlıklı mı? Tabi ki değil. Etik açıdan değerlendirirsek, farklı bir bakış açısından bakmış oluruz ama sağlık açısından en iyi beslenme formülü: dengeli beslenme.
Dengeli vegan beslenmenin avantajlarından biri de sorunun içerdiği et tüketimin zararlarından kaçınmaktır. Özellikle fabrika çiftliğinden gelen hayvansal ürünler, ki bunlar bu gıdaların %97’sini oluşturuyorlar, bizim için çok zararlı. Burada sadece et, tavuk ve balık tüketimini değil; aynı zamanda süt ve yumurta tüketimi de buna dahil.
Internet ve sosyal medya çağında bunları kendi çapında araştırıp öğrenmek çok kolay. Bugünden yarına vegan yaşamak bugünün Türkiye’si şartlarında kolaylaşmış olsa dahi, Almanya’daki gibi rahat değildir. Yine de küçük küçük adımlarla başlanılmasını tavsiye ederim. Pişman olunacak bir durum kesinlikle yok, aksine insan araştırdıkça hayvan etiği üzerine yoğunlaştıkça, ne kadar doğru bir karar verdiğinin kanaatine varacaktır.

24) Veganİstasyon: Almanya’da “Yeşil İftar” konseptini destekliyor ve çevrenize ilham oluyorsunuz. Yeşil İftar hakkında bizi aydınlatabilir misiniz?

Vegan İmam Talha Taşkınsoy: Yeşil İftar konseptini en iyi yeşil iftarın kendisi tanıtabilir. Ondan dolayı kendi tanıtımlarını Türkçe’ye çevirip okurlarınıza sunuyorum:
“Neden Yeşil İftar?
İftarınız….Çözümün mü yoksa sorunun mu bir parçası?
Ramazan aynı zamanda bir topluluk ayıdır.
Hava karardıktan sonra Müslümanlar oruçlarını açarlar ve bunu yapmak için genellikle aile, arkadaşlar veya toplulukla bir araya gelirler.

İFTAR PLASTiK DENiZi

Misafir sayısına bağlı olarak, genellikle plastikten yapılmış tek kullanımlık tabak ve çatal-bıçaklar kullanılır. İçecekler alüminyum kutulardan, PET şişelerden veya tek kullanımlık bardaklardan gelmektedir. Bu israfa ek olarak, genellikle çok fazla yemek pişirilir. Açken alışveriş yapar ve yemek pişirirseniz, yanlış hesap yaparsınız ve en kötü durumda kalan yiyecekleri atmak zorunda kalırsınız.

30 gün içinde 2750 camide yapılan iftarlarda yaklaşık 480 milyon kg plastik atık üretiliyor ki bu da yıllık atığın yaklaşık %3,5’ine denk geliyor. Yani Müslümanlar yılın diğer aylarından daha fazla plastik atık üretiyor! Peki, örneğin bir plastik şişenin çevrede tamamen ayrışması ne kadar sürüyor? 450 yıla kadar!
Buna ek olarak, genellikle sürdürülebilir olmayan tarımdan elde edilen gıdalarla hazırlanan, çok fazla ambalaj malzemesi ve uzun nakliye yolları ile çevremize zarar veren yaklaşık 8.25 milyon iftar yemeği var. Aşırı yemek pişirdiğimiz de nadir değildir.

Bu çevre kirliliği ve çöpe atılan onca yiyecek Ramazan’ın temel fikriyle nasıl bağdaştırılabilir? Allah’ın yarattıklarına yarardan çok zarar veren iftarları nasıl yapabiliriz?

Sürdürülebilir ve etkili iftarımızı İslam ahlakına uygun bir şekilde yapalım. Çünkü bilinçli Müslümanlar mübarek Ramazan ayında sadece kendileri, toplum ve çevremiz için en iyisi için çabalarlar.”
Bunun yani sıra ben Yeşil İftar programlarında İslam’da çevre ve hayvan etiği hakkında bilgilendirmelerde bulunuyorum.

Bu içeriği paylaş!
Veganİstasyon

About Veganİstasyon

Veganİstasyon yönetici hesabıdır.

View all posts by Veganİstasyon →

One Comment on “Vegan Sohbetler – Vegan İmam Talha Taşkınsoy : İslam’da Hayvan Etiği ve Müslümanlık”

  1. Böyle tartışmalı bir konuyu ele aldığı için öncelikle Veganistasyon’a ve samimi cevaplarınız için size çok teşekkür ederim hocam. Verdiğiniz bilgiler çok kıymetli, umarım aklında soru işaretleri olan birçok insana ışık olur. Sizin gibi bir din insanının olduğunu bilmek gerçekten gurur verici.

    Yanıtla moderated

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir