Antibiyotik Direnci

Bu içeriği değerlendir!

18-24 Kasım Dünya Antimikrobiyal Direnç Farkındalık Haftası

“Antibiyotik direnci sebebiyle yaşanacak ölümler, 2050 itibariyle kanser kaynaklı ölümleri geride bırakacak.”

“Antibiyotik kullanımında Avrupa birincisi olduk!”

“Antibiyotik Alarmı”

“Avustralya’da sonuçları henüz açıklanan bilimsel çalışmaya göre piyasadaki antibiyotiklerin yüzde 50’yi aşkın kısmı herhangi bir etkiye sahip değil!”

“Bilinçsiz antibiyotik kullanımı, günümüzde dünya genelinde bir halk sağlığı sorunu haline geliyor!”

“DSÖ, antimikrobiyal direnci insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük 10 küresel halk sağlığı tehdidinden biri kabul etti.”

Yukarıdakiler, ulusal basın portallarından “18-24 Kasım Dünya Antimikrobiyal Direnç Farkındalık Haftası” sebebiyle geçilen 10’larca haberden birkaçı.

Patojenik bakterilerin antibiyotiklere karşı dirençli hale gelmesi durumuna “Antibiyotik Rezistansı” adı veriliyor. Sağlık Bakanlıkları ve sağlık hizmeti veren kuruluşlar, antibiyotik rezistansına antibiyotiklerin yanlış, gereksiz ve fazladan kullanılmasının yol açtığını söylüyor. Gereksiz ve yanlış kullanılan antibiyotik, sağlık sistemi üzerine finansal yükler bindiriyor, antibiyotiklerin çalışmaması sonucu hastane yoğunlukları artıyor, sağlık çalışanları yıpranıyor ve basit hastalıklardan dahi ölümler yaşanabiliyor. Dünya’nın en saygın bilim dergilerinden olan Lancet’te yayınlanan bir makaleye göre, her gün 3500 kişi antibiyotik direnci sebebiyle ölürken 2050 yılına gelindiğinde, antibiyotik rezistansı sebebiyle yaşanacak ölümler 10 milyonu geçerek, kanser kaynaklı ölümleri geride bırakacak. Bu durumun önüne geçebilmek için kurumlar, bir dizi öneride bulunuyor:

Antibiyotikler hekim önerisi ve reçete ile alınmalıdır.

Antibiyotikler doğru dozda, doğru şekilde ve reçeteye uygun zaman aralıklarıyla kullanılmalıdırlar.

Antibiyotiklerin ateş düşürmek, ağrı dindirmek, virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi etmek amacıyla kullanılmaları yanlıştır.

Antibiyotikler sadece bakterilere karşı etkilidir.

Peki bu yönlendirmeleri hemen dikkate alsak ve derhal hayatlarımıza uygulasak antibiyotik rezistansına karşı sonuç almamız mümkün mü?

Hayvansal Tüketim Kısılmadığı Sürece Antimikrobiyal Direnci Önlemek İmkansız!

Hayvan sağlığı için kullanılan antibiyotiğin insan sağlığı için kullanılandan 2 kat fazla olduğu bir ortamda bu sorunun cevabı hayır!

Veteriner hekimlikte hayvan sağlığında kullanılan 1600 ruhsatlı ilacın yaklaşık 800’ünü antibiyotikler oluşturuyor. Bu istatistik, antibiyotiğin hayvan sağlığı ve gıda sistemlerinin sürdürülebilirliği(!) için ne denli kritik bir rol oynadığını gözler önüne seriyor. Büyük kitleler halinde birlikte yaşayan hayvanları hastalıklardan korumak ve ticari kayıpların(!) önüne geçmek için kullanılan antibiyotik, hayvanların bakteri kompozisyonunu dirençli hale (antibiyotiklere karşı) getirirken, hayvansal gıda tüketen insanların da günün her anında antibiyotik ve antibiyotiğe karşı direnç kazanmış bakteri almasına neden oluyor.

Antibiyotik yüklemelerinin canlının biyokütlesine göre yapıldığı gerçeği de göz önüne alındığında, gıda için yetiştirilen(!) hayvanlara verilen antibiyotiğin insanlara verilen antibiyotik miktarıyla karşılaştırıldığında muazzam derecede fazla olduğu bunun da hayvansal gıdalarla beslenen kişilerin oldukça yüksek miktarda antibiyotik direncine sahip bakteriyle yüklendiği ortaya konuyor. Tüm bunlar bilimsel olarak ispatlanmışken sağlık sistemi sözcülerinin antibiyotik rezistansı konusunda topu sadece yanlış ve gereksiz ilaç kullanımına atması ve bu süreçte hayvansal tüketimden hiç bahsetmemesi, gıda kapitalizminin sağlık sistemlerini nasıl ele geçirdiğini, bilimi ve ulusal sağlık stratejilerini kendi istediği şekilde nasıl yonttuğunu gösteriyor. Bu durum hepimizi korkutmalı ve bizlere gıdayı sorgulatmalı.

Veganlar olarak biz, gezegenle ve onun tüm misafirleriyle harmoni içerisine bir hayatın mümkün olduğunun canlı kanıtlarıyız. Etik, sömürüsüz ve sağlıklı bir yaşam mümkün, yeter ki düne kadar sorgulamadıklarımızı sorgulayacak cesareti göstererek bir adım atalım.

Haydi veganlığa bir şans ver, hayata yer aç; çünkü sen yediklerinden, damak tadından ve iç güdülerinden çok daha fazlasısın.

Bu içeriği paylaş!
Veganİstasyon

About Veganİstasyon

Veganİstasyon yönetici hesabıdır.

View all posts by Veganİstasyon →

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir